Kate Chopin’in erken dönem romanı Suçlu Kadın, Amerikan Güneyi’nin iç savaş sonrası yaralarını henüz saramadığı, ekonomik çöküşün ve ırksal gerilimin gündelik hayatın dokusuna sinmiş olduğu bir dönemde geçer. Romanın merkezinde, Place-du-Bois’daki geniş plantasyonunu tek başına yöneten, genç yaşta dul kalmış ve içsel gücü dışarıdan hemen hissedilen Thérèse Lafirme vardır. Thérèse, çevresine karşı sorumluluk duygusuyla hareket eden, ahlaki ilkelerini derin bir kararlılıkla taşıyan bir kadındır; fakat bu ilkelerin, kalbinin kendisine gençliğini ve tutkuyu yeniden hatırlatan bir adama yönelmesiyle sınanacağını henüz bilmemektedir.
Thérèse’in yolu, karanlık geçmişiyle mücadele eden, boşanmış iş adamı David Hosmer’la kesişir. David, Thérèse’e derin bir sevgiyle bağlanmış olsa da hayatında hâlâ çözülmemiş bir yük taşır: duygusal çöküntü ve güvensizlik içinde yavaş yavaş eriyen eski eşi Fanny Hosmer. Thérèse, David’in aşkına karşılık verse bile kendi değerlerinin çizdiği sınırları aşamaz; onun için yanlış olanı doğruya çevirmek, yalnızca bir duyguyla değil, vicdanla ölçülmesi gereken bir meseledir. Fakat bu reddediş, üçünü de kaçınılmaz bir iç hesaplaşmanın tam ortasına iter. Chopin, aşkın ve sorumluluğun birbirine çarptığı bu çatışmayı büyük bir ustalıkla işleyerek, kişisel mutluluğun bazen en ağır bedelinin ahlaki yük olabileceğini gösterir.