40 % Coğrafyadan Vatana
111.00 TL 185.00 TL
- Yazarı:Remzi Oğuz Arık
- Yayınevi:Dorlion Yayınları
- Sayfa Sayısı : 176
- Kağıt Kalitesi : enzo
- Ebatlar : 13.5 x 21 x 0.99
- Barkodu : 9786253833725
Remzi Oğuz Arık (1899–1954), Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Kabaktepe Köyü’nde doğmuş, Cumhuriyet’in ilk kuşak arkeolog, sanat tarihçisi ve düşünce adamları arasında yer almıştır. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde sanat tarihi, Louvre’daki Arkeoloji Okulu’nda ise arkeoloji eğitimi görmüş; yurda dönüşünde müzecilik alanında ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde görev yapmıştır. Alacahöyük başta olmak üzere çeşitli kazılara katılmış, Türk arkeolojisinin kurucu isimlerinden biri olarak anılmıştır. 1950 seçimlerinden sonra siyasete atılmış ve daha sonra Türkiye Köylü Partisi’nin kurucusu olmuştur.
Coğrafyadan Vatana adlı eseri, onun fikir dünyasının özünü yansıtan bir derleme niteliğindedir. Bu kitapta Arık, “coğrafya” kavramını doğal bir çevre olarak değil, milletin karakterini, kaderini ve sorumluluğunu biçimlendiren bir varoluş zemini olarak ele alır. Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, üzerinde yaşayan toplulukların ortak hafızasıyla bütünleştirir; bu toprakları bir yurt bilincine dönüştüren ruhu çözümlemeye çalışır. Arık, bölgecilik ya da hemşericilik gibi ayrıştırıcı eğilimleri reddederek, “bu vatanın her köşesi hepimizindir” ilkesini bir millî birlik çağrısına dönüştürür.
Eser, modern Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sosyo-kültürel meseleleri tarihsel bir perspektiften kavramayı da mümkün kılar. Coğrafyanın şekillendirdiği toplumsal karakterin, milletin maddî ve manevî gelişimiyle nasıl iç içe geçtiğini gösterir. Ona göre “vatan”, yalnızca sahip olunan bir toprak değil, bilinçli bir toplumsal aidiyetin ve ahlaki sorumluluğun adı olmalıdır.
Coğrafyadan Vatana adlı eseri, onun fikir dünyasının özünü yansıtan bir derleme niteliğindedir. Bu kitapta Arık, “coğrafya” kavramını doğal bir çevre olarak değil, milletin karakterini, kaderini ve sorumluluğunu biçimlendiren bir varoluş zemini olarak ele alır. Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, üzerinde yaşayan toplulukların ortak hafızasıyla bütünleştirir; bu toprakları bir yurt bilincine dönüştüren ruhu çözümlemeye çalışır. Arık, bölgecilik ya da hemşericilik gibi ayrıştırıcı eğilimleri reddederek, “bu vatanın her köşesi hepimizindir” ilkesini bir millî birlik çağrısına dönüştürür.
Eser, modern Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sosyo-kültürel meseleleri tarihsel bir perspektiften kavramayı da mümkün kılar. Coğrafyanın şekillendirdiği toplumsal karakterin, milletin maddî ve manevî gelişimiyle nasıl iç içe geçtiğini gösterir. Ona göre “vatan”, yalnızca sahip olunan bir toprak değil, bilinçli bir toplumsal aidiyetin ve ahlaki sorumluluğun adı olmalıdır.
Henüz ürüne yorum yapılmamıştır. İlk sen yorum yapmak ister misin ?
