40 % Bizans Karşısında Türkler
152.40 TL 254.00 TL
- Yazarı:Ahmed Refik Altınay
- Yayınevi:Dorlion Yayınları
- Sayfa Sayısı : 264
- Kağıt Kalitesi : enzo
- Ebatlar : 13.5 x 21 x 1.49
- Barkodu : 9786253833541
13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Bizans İmparatorluğu, hem Anadolu’da hem Balkanlar’da derin bir çözülme sürecine girmişti. Latin istilasının ardından toparlanamayan imparatorluk, siyasî birlikten yoksun, zayıf bir idarî yapıya sahipti. Taht kavgaları, ekonomik çöküntü ve eyaletlerde güç kazanan yerel tekfurlar, merkezî otoritenin etkisini neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştı. Vergi sistemi işlemez hâle gelirken köylü nüfusun büyük kısmı topraklarını terk etmiş, bu da Bizans’ı hem askerî hem ekonomik açıdan savunmasız bırakmıştı.
Bu ortamda, Anadolu’daki Selçuklu otoritesinin de zayıflamasıyla çeşitli Türk beylikleri bağımsızlık kazandı. Bu beylikler arasında Bizans sınırında kurulan Osmanlı Beyliği kısa sürede öne çıktı. Osman Gazi’nin önderliğinde Söğüt ve Domaniç çevresine yerleşen Türkmen toplulukları, Bizans’ın batı uçlarındaki zayıf savunma hatlarından yararlanarak bölgeye hem yerleşik hem askerî bir karakter kazandırdılar. Başlangıçta Bizans tekfurlarıyla kurulan yerel ittifaklar, evlilik bağları ve ticari ilişkiler geçici bir denge yaratsa da, Bizans’ın merkezî otoritesinin çöküşü bu ilişkilerin yerini kısa sürede çatışmalara bıraktı. 14. yüzyılın ilk yarısında Osmanlılar, önce Yenişehir ve Bilecik’i, ardından Bursa ve İznik’i ele geçirerek kalıcı bir devlet düzeni kurdular. Bu fetihler yalnızca toprak genişlemesi değil, aynı zamanda yeni bir siyasî kimliğin doğuşu anlamına geliyordu. Osmanlılar, Bizans’tan devraldıkları idarî gelenekleri Türk-İslam anlayışıyla birleştirerek istikrarlı bir yönetim modeli geliştirdiler. Anadolu’daki bu yapılanma, kısa sürede Balkanlara taşındı; 1354’te Gelibolu’nun alınmasıyla Osmanlılar Avrupa yakasında kalıcı bir varlık göstermeye başladı. Böylece, 13. ve 14. yüzyıllar, Bizans’ın çözülüşüyle Osmanlı’nın yükselişinin kesiştiği bir dönemi temsil etti. Türklerin Bizans topraklarında kalıcı olarak yerleşmeleri, hem siyasî hem kültürel bakımdan yeni bir çağın başlangıcını oluşturdu ve Anadolu ile Balkanlar’ın kaderini kökten değiştirdi.
Bu ortamda, Anadolu’daki Selçuklu otoritesinin de zayıflamasıyla çeşitli Türk beylikleri bağımsızlık kazandı. Bu beylikler arasında Bizans sınırında kurulan Osmanlı Beyliği kısa sürede öne çıktı. Osman Gazi’nin önderliğinde Söğüt ve Domaniç çevresine yerleşen Türkmen toplulukları, Bizans’ın batı uçlarındaki zayıf savunma hatlarından yararlanarak bölgeye hem yerleşik hem askerî bir karakter kazandırdılar. Başlangıçta Bizans tekfurlarıyla kurulan yerel ittifaklar, evlilik bağları ve ticari ilişkiler geçici bir denge yaratsa da, Bizans’ın merkezî otoritesinin çöküşü bu ilişkilerin yerini kısa sürede çatışmalara bıraktı. 14. yüzyılın ilk yarısında Osmanlılar, önce Yenişehir ve Bilecik’i, ardından Bursa ve İznik’i ele geçirerek kalıcı bir devlet düzeni kurdular. Bu fetihler yalnızca toprak genişlemesi değil, aynı zamanda yeni bir siyasî kimliğin doğuşu anlamına geliyordu. Osmanlılar, Bizans’tan devraldıkları idarî gelenekleri Türk-İslam anlayışıyla birleştirerek istikrarlı bir yönetim modeli geliştirdiler. Anadolu’daki bu yapılanma, kısa sürede Balkanlara taşındı; 1354’te Gelibolu’nun alınmasıyla Osmanlılar Avrupa yakasında kalıcı bir varlık göstermeye başladı. Böylece, 13. ve 14. yüzyıllar, Bizans’ın çözülüşüyle Osmanlı’nın yükselişinin kesiştiği bir dönemi temsil etti. Türklerin Bizans topraklarında kalıcı olarak yerleşmeleri, hem siyasî hem kültürel bakımdan yeni bir çağın başlangıcını oluşturdu ve Anadolu ile Balkanlar’ın kaderini kökten değiştirdi.
Henüz ürüne yorum yapılmamıştır. İlk sen yorum yapmak ister misin ?
