Hampden Üniversitesinde eski Yunanca okumaya karar verdiğinde, Profesör Julian Mooreun beş kişilik küçük öğrenci grubunda kendine yer bulması hiç de kolay olmaz. Bütün derslerini Mooredan aldıkları için okulun geri kalanından soyutlanmış haldeki bu öğrencilerin hepsi birbirinden tuhaf, burnu havada ve Richardın zamanla öğreneceği gibi sapkındır. Profesörün de garip bir kişiliği vardır ve antik Yunan dili ve kültürüne duyduğu sevgiyi ve merakı öğrencilerine geçirmeyi başarmıştır. Hikayenin ana konusu olan cinayete de bu merak yol açar. Kendi aralarında gizlice düzenledikleri bir Bakkha şöleni sırasında başlarına korkunç bir felaket gelir ve bu noktadan sonra daha beter bir yıkıma doğru son sürat ilerlerler.